23 Ekim, 2013

Dar Kapı

Ne çok içerik vadediyor ismi kitabın!

Hangi kitap olduğunu şimdi tam olarak hatırlamıyorum ama bir tanesinin içerisinde tavsiye edilen bir kitap olarak geçiyordu Andre Gide'nin 'Dar Kapı' adlı eseri. Bir gün içerisinde okuduğum bir kitap oldu ve bazı diğer Nobel ödüllü kitaplar gibi çok 'yavan' bir kitap olarak hatırlayacağım kendisini.

Birbirine aşık olan iki kuzenin hikayesinden yola çıkıyor kitap, seneler geçiyor ve birbirlerine olan duygularını ailesi ve yakın çevresi de öğreniyor. Çevre de dahil olmak üzere herkes nişanlanmalarını bekliyor fakat yıllar geçtiği halde böyle bir şey gerçekleşmiyor. Seneler boyunca tatillerde görüşüp, diğer zamanlarda mektuplaşıyorlar. Her ikisi de çok dindarlar, dindarlıklarının etkisi biraz da beklendiği şekilde ilişkilerini 'olumsuz' etkiliyor.

Kurgu olarak kitap çok dolu değilken, bir okuyucu olarak maddi olan aşktan, yani iki insanın birbirine karşı olan aşkını maddi olarak adlandırıyorum; manevi olan aşka geçişin dolu bir öyküsünü bekliyordum. Ya da maddi, manevi aşk arasında gidip gelen insanoğlunun çıkmazının anlatılması da kitabı doluluk açısından kurtarabilirdi, doğrusu bu kısımları da zayıftı kitabın. Kurgunun altının maneviyatla ve edebiyatla doldurulması gibi bir beklentimin sonunda boşa çıktığını, daha doğrusu kurgunun kabaca verilip, buna eşlik etmesi gereken duyguların okuyucu tarafından oluşturulmasının beklendiğini gördüm.

Bahsettiğim bu iki aşk çeşidi arasında yaşanan, özellikle kızın yaşadığı gel-gitlerin yansıtılışı çok teorik ve kuru geldi. Erkek tarafından bu gel-gitlerin de baştan saflık ve umut dolu karışım içeren duygularla karşılanması daha sonra yerini sinir harbine ve en sonunda her şeyin anlaşılmasına bıraksa da, kitap bir okuyucu olarak beni bu noktalarda hikaye akıcı olmasına rağmen gerdi. Kitaplar tabi ki her türden okuyucunun beklentilerini karşılamak zorunda değildir ve bu kitapta çok derin duygular bulabilen veya çıkarımlar yapabilenler vardır diye düşünüyorum.

Kızın hasta olup, kimseye haber vermeden bir hastaneye ameliyat olmayı da geciktirerek, bilerek 'ölüme gitmesi', sonrasında kız kardeşinin ona ait olan günlükleri kuzenine göndermesi gereksiz ve abartı bir duygusallık katmış kitaba. Bu anlamda 'son' kısmında da beklenti bir nebze dahi karşılanmıyor.

Genellikle çok sevdiğim veya okumaya değer bulduğum kitapları yazıyorum fakat fikrine önem verdiğim yazar veya kişilerden gelen tavsiye kitaplardan, beğenmediğim olduysa bunlar hakkında da yazmayı tercih ediyorum. Bu da bu türde bir kitaptı.