18 Ekim, 2013

Dağınık Dünyalar, Duygular...

Cihan Aktaş’ın ilk defa bir öykü kitabını okudum. Farklı özelliklere sahip ve toplumun farklı gruplarına mensup kadınların hayatlarından kesitler sunan, sahici öykülerden oluşmuş samimi bir kitap, 'Acı Çekmiş Yüzünde'. Toplamda sekiz adet öyküden benim için öne çıkan 'Dağınık Dünya' ile 'Şemsiye Altında' oldu.

'Dağınık Dünya' adlı öyküde okumuş, mesleğini yapmayan ev hanımı olan bir kadının hayatı ele alınmış. Tam da benzemek istemediği, belki de okuyarak kurtulmak istediği ev hanımlığını yapmakta, eksik kalan bir takım şeyler nedeniyle de hayatında bir türlü rayına sokamadığı dağınık dünyası ve duyguları yakından incelenmiş.
'Çok şey yapmak istemiş ama sonunda bir zamanlar acıma, küçümseme, kayıtsızlık, korku duygularıyla baktığımız kadınlar gibi tüketimi, alış verişini iş edinen ev kadınları olmaktan kurtulamamıştık işte.. Yıllarca ev kadınlarının tuksaklığına karşı çıkmış, kozmetik firmalarına savaş açmış, İranlı devrimci kadınlar ile birlikte kozmetik şişelerini devirmiş, mitinglere katılmış, moda dergilerini, vitrinleri hayatımızdan uzaklaştırmıştık. Sonra gördük ki erkeklerin nasıl da tutulduğuna anlam veremediğimiz o bir örnek civciv sarısı saçlı, porselen dişli alaturka şarkıcıları model edinen ev kadınlarıyla aynı safta değerlendiriliyoruz.'

Samimi olmasını kültürümüzde ve sosyal hayatımızda bilinen bazı durumları yalın bir dil kullanarak aktarmasına, gerçekçi olmasını ise yazarın önce insan, sonra kadın bakış açısını kullanarak yapmış olduğu gözlemleri abartmadan ve dramatize etmeden aktarmasına bağlayabiliriz. Öykülerdeki her kadının sosyolojik olarak ait olduğu grup, konum ve dolayısı ile öyküsü farklı olsa da; tanıdık duyguları sanki bir akrabamızın veya yakınımızın ağzından kendi hikayesini dinlerken olduğu gibi yakalayabiliyoruz.

Kişilerin kendi hayatına dair umduklarını bulamama ve düşündüklerini gerçekleştirememelerinin yanında, hayatın getirdiği daha farklı zorluklar ile baş edebilme stresinin insan omuzlarına yüklenmesi ve tüm bunlara büyük ölçüde 'yalnız' başına katlanmak zorunda olmak gibi konular öykülere hakim. Öykülerdeki kadınların etrafında ya eşleri, ya aileleri, ya da hepsi birden bulunuyor olsa da hepsinde baştan sona bir yalnız olma hali alt metin olarak yer alıyor. Belki de bu nedenle o derece gerçekçi öyküler. 

Nedense bu öyküleri okurken aklımda hep bu şarkı vardı, geri planda çalan...