22 Temmuz, 2012

Algı Kapıları

Aldos Huxley'in tam adı; 'Algı Kapıları Cennet ve Cehennem' olan kitabı. Kitabın konusu oldukça ilginç, meskalin adlı bir tür kaktüs bitkisinden elde edilen ve alındığında insan vücudunda 8-10 saat süreyle algıda değişiklik yaşanması gibi durumlara sebep olan, bağımlılık yaratmayan bir maddeden bahsediyor.



Yazarın kendi bir deneye katılarak bağımlılık yapmadığı bilinen ve yasal olan bu maddeyi kullanarak bir deneyim yaşıyor ve bu yaşadığı deneyimin tamamı ile düşüncelerini, tüm nesneler, insanlar, etrafta olan bitenler hakkında algısının nasıl değiştiğini kitapta paylaşıyor. Kitap arka kapağında kesinlikle daha fazlasını vadediyordu ama içeriği biraz daha karışık ve çok daldan dala atlama şeklinde yazılmış olmasından dolayı tam vadettiğini vermedi gibi. 


Bahsedilen ilginç bir nokta ise, bu maddenin alımı ile doktorlar bizzat kendileri bir şizofreni hastasının dünyasına direk olarak girebiliyorlar, başka bir deyişle; şizofren hastalığına sahip bir kişinin dünyayı algılayış biçimi ve içinde yaşadığı cennet ve cehennem birebir olarak bu madde ile normal insan üzerinde simule edilebiliyormuş. Hastaların yaşadığı deneyimleri paylaşmaları mümkün fakat birebir aktarmaları imkansız olduğundan doktorlar bu tip hastaların ne hissettiğini, nasıl düşündüğünü ve kendini nasıl bir ruh halinde bulduğunu görebilmek amacıyla nadir de olsa bu tarz deneylere başvurabiliyorlarmış. 


Bir nevi, deliliğin; normal bir insanın aklıyla algılanabilmesi için çabalamalar diyebiliriz.


Kitabın barındırdığı diğer ilginç bir konu ise; meditasyonve bununla bağlantılı olarak yapılan  nefes alıp verme egzersizleri gibi aktiviteler insanın nefesini çok daha uzun süreler tutabilmesine sebep olduğundan, kanda ve akciğerde karbondioksit miktarının yükselerek, beynin indirgeme filtresi işlevini görmesini azalttığını belirtmesi. Başka bir deyişle bu aktiviteler uzun süre yapıldığında hayali ve mistik deneyimlerin bilince işlemesine sebep olarak, algılama fonksiyonunun farklı bir boyuta çekilmesine neden olabiliyorlarmış.


Algının 'normal' seviyeden alınarak farklı bir seviyeye 8-10 saat için bile olsa çekilerek, bu süre içinde tüm renkler, alınan kokular, insanlar, iç ve dış dünya, görülen ve duyulanlara verilen tepkiler algı seviyeleri sanki birer basamakmış ve her birine basarak bir yolculuk yapılıyormuş gibi aktarılmaya çalışılmış kitapta. Çok kısa da olsa, dahi insanların dünyasına ve onların algı seviyelerine değinen bir kısım var kitap içinde, okumaya değer diyebilirim.


'Dış dünya, hayatımızın her sabah uyandığımız, istesek de istemesek de hayatımızı kurtarmaya çalıştığımız yerdir.İç dünyada ne çalışma ne de tek düzelik vardır. Oraya sadece rüyalarda ve derin düşüncelerde gideriz ve orası öyle tuhaftır ki birbirini takip eden iki olayda asla aynı dünyayı bulamayız.'


'İnsanların çoğu, en kötü durumda öylesine acı dolu, en iyi durumda da öylesine tekdüze, mutsuz ve sınırlı bir hayat sürdürüyorlar ki bundan kaçma arzusu ve birkaç anlığına bile olsa kendilerini aşma özlemi ruhun başlıca tutkularından biridir ve bu hep böyle olmuştur.'

'Aşinalık kayıtsızlığı doğurur.'