23 Haziran, 2013

Acımak


Hep ıskalanan duygu: merhamet!


Bazı durumlarda merhamet duygusu ve anlama çabasının toplamda oluşturacağı olumlu etki, sevgi duygusu ile elde edilebilen olumlu etkiden daha fazla olabiliyor.

Kitapları doğru zamanda okumanın öneminden ve bütünleştirici etkisinden daha önce bahsetmiştim. Gündemin yoğunluğu ile sertleşen ve yorulan ruhlara iyi gelebilecek olan bu kitap da diğerleri gibi zamanında yetişti.

Stefan Zweig çok güçlü bir yazar, daha önce okuduğum ‘Satranç’ kitabı da kurgusunun yalınlığı, orjinalliği ve sağlamlığı ile dikkatimi çekmişti. Zweig'ın kitaplarına sadelikle ve zeki bir şekilde oluşturulmuş kurgunun yanında esas karakteristiğini verenin insan ruhunun ve duygularının tüm yönlerine hakim olması ve bunu büyük bir ustalık, soğukkanlılıkla yazıya dökebilmesi geliyor.

‘Acımak' kitabına değinirsem; merhamet duygusunun parçalara ayrılarak farklı hayatların içerisinde irdelenmesi ve merhametin bir nevi anatomisi hakkında ilk akla gelebilecek roman. Romanın içerisinde merhamet duygusunun farklı açıdan işlendiği üç farklı ana karakter bulunuyor, hepsi de farklı ölçülerde sahip oldukları merhamet duygusu ortak paydasında yazarın ustalığı ile buluşuyorlar.

Kendisine büyük bir miras olarak ev kalan hizmetçi kadının elinden evini onun gözünü korkutarak neredeyse bedava olarak alan Yahudi bir tüccarın, daha sonra hizmetçiye karşı duyduğu merhamet ve sevgi karışımı duygunun neticesinde onunla evlenmesi. Evliliğinin neticesinde doğan kızının ilerleyen yaşlarda sakat kalması ile evlerine misafir olarak gelen Avusturya'lı bir subayın kızın sakatlığına karşı duyduğu merhamet ve ardından gelişen tehlikeli arkadaşlıkları. Sakat kızının doktorunun, tedavisini yaptığı bir kadın hastası ile kör olduğu için merhamet ederek evlenmesi.

Üç farklı durumda ele alınan ortak duygunun da karakterlere göre ölçüsünün farklılaşması, iki hikayede olumlu sonuçlanırken, sakat kıza duyulan merhametin neticesi beklenmeyen bir şekilde intihar ile sonuçlanıyor. Bu noktada irdelenen; aşırı merhamet duygusu ile bu duygunun dürüstlük ve karakter zayıflığı ile kombinasyonu oluyor. Yapılan yanlışların insan hayatında birikiminin bir noktadan sonra dönüşünün muhteşem derecede zorlaşması da romanın çatısını oluşturmuş. Bazı mihenk taşları belirlenerek tam buralarda kişinin kendi davranışlarını kontrol ederek, aldığı kararları bu yönde kontrol etmesi veya fikrine güvendiği objektif olabilecek birine kontrol ettirmesi faydalı olabilir.

Abartılan herhangi bir duygunun ne denli tehlikeli olabileceğini anlattığından, kitabın adı tehlikeli merhamet olarak da seçilebilirdi.

'Bütün yapıp ettiklerimizde gururun da muhakkak ki çok önemli bir rolü vardır ve zayıf yapılı insanlar, kuvvetli, cesurca, azimli görünen işleri yapmak arzusuna, ötekilere göre daha çabuk kapılırlar.'

'Neden onunla evlendim, kimse anlayamadı bunun sebebini. İnsanların yaşayışlarının sözüm ona normal olan o daracık çizgisi var ya, onun dışına çıkan her şey onlarda önce merak, sonra da kötü duygular uyandırır.'

'...beceriksizliğimin nerede bitip kabahatimin nerede başladığını bunca yıl sonra bile kestiremiyorum. Sanırım hiçbir zaman da bilemeyeceğim...'

'Seven insan, sevdiği kimsenin duygularını sezmek bakımından hep sonsuzluk istediğinden; ölçü, idital gibi şeylerden hiç hoşlanmaz.'