30 Haziran, 2013

Derin Siyah


Kitaba ismini veren ‘Derin Siyah’ adlı öykü cam silen çocukların siyah gözlerine kırmızı ışık boyunca bakan ve yeşil yandığında hızla uzaklaşan şehirli insan ile bitiyor. Toplamda 11 adet öykü bulunuyor kitabın içinde.


Yer alan öykülerde temelde işlenen ‘nostalji’ duygusu olmakla beraber, çocuk, yaşlı, kadın, erkek, çalışan ve çalışmayan insanlara ait, modern dünyanın insan etrafında ister istemez oluşturduğu o görünmez kafese ait hisler de ustalıklı olarak metinlere ve kurguya serpiştirilmiş. Özellikle büyüklerin o monotonlaşmış, materyalist dünyasında bir çocuğun güneş doğarken güne mutlu ve dedesi ile başladığı öykü ‘Ses Tutulması’ insanın içini ısıtan cinstendi. Bir kuşağın gitmesi ile birlikte bu tür duygular artık yaşanamayacağından, sadece yazılı olan kitaplarda kalacak belki de. Eğer o zaman hala kitap okuyan birileri olursa da, bahsedilen duygular hayal etmesi çok zor olan duygular olarak okunacak ve anlaşılmaya çalışılacaklar.

‘Mehtap’ adlı öykü ise iki arkadaşın sıradan bir yemek sırasında kendi iç sıkıntılarından uzaklaşmak için ani bir kararla gece çıktıkları kısa deniz yolculuğunda karşılaştıkları durumlardan ironik bir dille bahsediyor. Çalan müziğin eşliğinde kendini eğlendirmek ve eğlenmek zorunda hisseden insanların yapaylığında, kendi iç dünyalarına daha da fazla dalmaları, bu esnada da diğer yolcuları gözlemlemekten ve onlar tarafından gözlemlenmekten geri kalmadıkları, ince işlenmiş detaylara sahip bir öykü.


Güzel yazılmış öykülerin, insanın gözlemleme kabiliyetini ve her şeye olan duyarlılığını, hassasiyetini arttıracağını, zamanla da incelteceğine inanıyorum. İnsanların çok büyük bir çoğunluğu, değil diğer insanları gözlemlemekle; etrafında, doğada veya en azından bulundukları ortamda olan biten şeyleri fark etmekle uğraşmıyorlar. Ne de olsa dünyanın merkezinde duruyorlar, dünya etrafınlarında dönüyor! Hiç bir şeye kulak asmak, fark etmek zorunda değiller. Fark edilsinler yeter!

Her insanın var olduğu süre boyunca eğitiminin, birikiminin elverdiği ölçüde ve hızda; çevresini diğer canlı ve cansızları gözlemlemeye ve anlamaya yönelik çabasını sürdürmesi gerekiyor.

Bu gece şehre yağıyor yine usul, usul binlerce kelime
 Bir çocuk duruyor yine o pencerede can çekişen bir kalp ellerinde...’