10 Ekim, 2011

Flipped


Flipped(IMDB)

Kış geliyorken artık daha çok evde oturulacağından film izleme ve kitap okuma seanslarında artış olacaktır diye düşünüyorum. Dün izlediğim ve yine çok beğendiğim bir filmi paylaşmak istiyorum. Uzun zamandır içimi böyle ısıtan bir film izlememiş olduğumdan, çok samimi buldum filmi. Büyük bir gülümsemenin film boyunca yüzünüze yapışacaktır.

“Bazı insanlar vardır; ışıldarlar, bazıları sürekli parlaktır. Bir de çok nadir olsa da rengarenk insanlara rastlarsın, işte o zaman onları kaçırmamak gerekir.” Bilge karakterli olan büyükbabanın, torununa ettiği büyük laflardan biriydi sadece.

Mahalleye yeni taşınan erkek çocuk (Bryce) ve ilk başlarda onu çok sevecek olan (Julie) daha sonra ise yaşadıkları ile onun bu sevgiye değecek biri olup olmadığını sorgulayarak, her defasında kendini onu severken bulacak olan kızın ve kızdan taşındıkları ilk günden itibaren her fırsatta kaçan, alay eden ama daha sonraları onu anlayacak olgunluğa sonraları daha yeni yeni (!) erişecek olan erkek çocuğun kızı erdemli, ahlaklı, zeki ve olgun bulmasıyla, sonucunda da sevmeyi öğrenmesinin hikayesi denilebilir. Film bunun yanında gündelik yaşanan olayları birbirinden tamamen farklı iki insan ve iki farklı ailenin gözünden bize gayet doğal diyaloglar ve zorlama olmayan olaylar üzerinden veriyor. Bunun sonucunda da hak ettiği değeri bulamamış fakat izlenmemiş olması bir kayıp olan, oldukça güzel ve samimi bir film çıkıyor ortaya.

Kızın mahallede en sevdiği çınar ağacının kesileceği gün ağacın tepesinden inmeyerek, tepkisini ortaya koymasıyla yaşından oldukça oldun olduğunu anlıyoruz. Buna karşılık arkadaşları ve sevdiği çocuk onun bu direnişine destek olmadıkları gibi ona acırlar. Ağacın kesilmesi ile birlikte 2-3 hafta oldukça mutsuz olan, her gün ağlayan ve bunu kimseye belli etmeyecek kadar olgun olan kıza, resim yapmayı çok seven babası bir çınar ağacı tablosu hediye eder. Böylelikle kız günesşin doğuşu ve batışını, manzarayı ve”resmin tamamını” görebildiği ağacına bir daha çıkamayacak da olsa hediye ile teselli bulmuş olur.

Filmin ikinci olarak kalbine dokunan, etkileyici olan kısmı ise; oğlanın annesinin kızı ve ailesini akşam yemeğine davet etmesiyle masa da bu iki farklı ailenin birbiriyle buluşmasını ve ilginç diyaloglarıdır. Erkek çocuğun babasının kızı ve ailesini her aşağılayışında ve iğneleyici şakalarında kızın babasının resme olan tutkusunu ve yaşadığı onca zor olaya rağmen sakat olan erkek kardeşine karşı olan merhametini, erdemli bir hayat sürebilmek için çabalamasını kıskandığını, universiteden kabul almış, başarılı ikiz kardeşlerin kariyerine karşılık en çok sevdikleri uğraşın yani müziğin peşinden gitmelerini hazmedemeyeşini görürüz. Başkalarının başarılarını kıskanan, hayatlarını yapmak istediklerini yapamadan geçirenlerin, yaptığı işi büyük bir sevgi ve tutku ile yapanlara karşı duyduğu öfke günlük hayatta da sıkça karşımıza çıkan bir durumdur ve filmde oldukça doğal bir şekilde seyirciye verilir.

Filmde işlenen bir diğer şey de dürüstlük, bunu da yumurta olayı üzerinden son derece güzel incelemişler, bunu da zaman ayırıp kavundan daha tatlı filmi izleyip öğrenebilirler.