18 Kasım, 2012

Karga Zarif

Nerden olduğunu tam olarak hatırlamadığım, tavsiye üzerine adını not aldığım bir kitap ‘Karga Zarif’. Yazarın (Murat Yalçın) daha önce yayınlanmış çeşitli öykü kitapları varmış ve 2000 yılından bu yana Kitap-lık dergisini yönetmekteymiş. 2012 Eylül’ünde ilk basımı yapan kitap, oldukça yeni sayılır. İçerisinde 10 adet birbirinden farklı konuda öykü yer alıyor.

Yazarın dili ve öyküleri şimdiye kadar okuduğum öykülerden farklı, farklı yapan sebepler çok ama onlardan biri de konuşma dilinde yazılmış birçok kısmın olmasıydı. Kibrit Suyu ve Bana Hikâye Anlatma adlı öyküler en sevdiğim oldu.



“Bir düşün bakalım, bugüne dek kime ilaç oldun? Kaç kişinin işine yaradın? İşe yarar ne yaptın, ne söyledin? Sahi, var mısın sen aslında?...Gıyabında üç aşağı beş yukarı, aynı yargılara sahip bir çevrenin içindesin. Danışıksız, dedikodusuz aynı şeyleri görüp düşünen bir çevre…Sen ayakta uyumayı, uyanır gibi olduğun ender zamanlarda da nal toplamayı sürdür bakalım.”

“Benimsemekte zorlandıklarımızla yaşama çabası yüceltir ne de olsa bizi.”

Kelimeler ile çok oynanarak ‘laf ebeliği’ yapmayı tercih ederek yazılan öykü veya romanlardan çok hoşlanmıyorum, sanırım samimiyetlerini koruyamıyorlar anlatmak istedikleri duygu değerli olsa dahi. Aşağıdaki paragrafta bu durumun tersine olan güzel ve samimi bir örnek bence.

“Sanki iyilik olsun diye batışını geciktiren güneşin ufku kana buladığı, eşyanın tüylendiği, gölgelerimizin boyumuzu aştığı şeftali saatlerin ardından ezanlar çağırırdı eve bizi. Namaz vakitleri korurdu tokattan, azardan, ondan bundan. Esirgeyen, bağışlayan biri olurdu evlerin en öfkeli babası da, neredeyse tanrılar katında bir yer edinirdi gözümüzde.”

Yazarın diğer kitaplarını (özellikle Hafif Metro) merak ediyorum, iyi okumalar.

Okurken dinleneceklere naçizane bir öneri...