Albert Camus Cezayir asıllı bir yazar aynı zamanda felsefe adamı. Kitapları hakkında çok yazı okudum, filmlere konu olan çok önemli kitaplar yazdığını biliyorum. İlk okuduğum ve 20'li yaşların başlarında yazdığı en ünlü kitaplarından biri hakkında yazmak istedim bugün.
Bu kitabın anlamı farklıdır, yazar aslında ömrü boyunca yazdığı herşeyin özetinin bu kitap olduğunu vurgulamıştır. Gençken yazdığı bir kitap olması sebebiyle daha çok samimi ve o yazarlığın profesyonellik kaygılarından biraz daha uzakta olmasından dolayı okunması gereken sade bir kitaptır. Yazarın kendi yaşamından da kesitler, anların çok net bir şekilde, ustaca hikayelerin arasına da serpiştirilmiş olması kitapla aranızda bağ kurmayı sağlıyor.
Yazarın şu an okuduğum başka bir kitabı 'Yabancı' ve ondan esinlenerek Zeki Demirkubuz'un (favori Türk yönetmenimdir) 'Yazgı' adlı filmine de gelecek yazılarda değinmek istiyorum. Henüz tüm kitaplarını okumamış olsam da, yazdıkları ile tüm kitapları okunacak yazarlar kategorisinde yer aldı benim için.
Kitaptan yaptığım alıntılar ise;
"Tüm devinimleriyle dünyaya, tüm acımam ve tüm minnetimle insanlara bağlıyım. Dünyanın bu tersi ile yüzü arasında bir seçim yapmak istemiyorum, seçmesini sevmem. İnsanlar açık görüşlü ve alaycı olmamızı istemiyorlar."Bu sizin iyi olmadığınızı gösterir" diyorlar.
" Ne zaman dünyanın derin anlamını sezer gibi olduysam, onun basitliği şaşırttı beni. Her şeyi basite indirgemek sorunu yüzeyselleştirmek değil, tam tersine, derinleştirmektir."
Kayıtlar
